top of page

Anayasa Mahkemesi’nin Kişisel Verilerin Korunmasını İsteme Hakkı ve Haberleşme Hürriyetine Yönelik Müdahalelere İlişkin Kararı

  • Yazarın fotoğrafı: Berker HASGÜL
    Berker HASGÜL
  • 13 Oca
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 16 Oca

Anayasa Mahkemesi (AYM), kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyetine yönelik müdahaleler konusunda önemli bir karar vermiştir. 2016/13010 sayılı bireysel başvuru kararı, özel bir işyerinde çalışan bir bireyin kişisel verilerinin işveren tarafından izinsiz incelenmesi ve bunun sonucunda iş akdinin feshedilmesine ilişkin iddiaları içermektedir. Mahkeme, olayın özelliklerini değerlendirerek bireyin Anayasa ile güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir.


Bu karar, işverenlerin çalışanlarının kişisel verilerini işlerken ölçülülük ve şeffaflık ilkelerine uygun hareket etmesi gerektiğini vurgulamış ve kişisel verilerin korunması konusunda yeni tartışma alanları açmıştır. Özellikle haberleşme hürriyetinin ihlali iddiaları üzerinden pozitif yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği incelemeye tabi tutulmuştur.





Bu başlık altında okuyacağınız başlıklara göz atın.

  1. Kişisel Verilerin Korunması Hakkı
  2. Haberleşme Hürriyeti
  3. Pozitif Yükümlülükler ve Devletin Rolü
  4. Kişisel Verilerin Korunması ve Çalışan Hakları
  5. Haberleşme Gizliliğinin Korunması
  6. Hukuka Aykırı Müdahalelerin Sonuçları




Anayasa Mahkemesi Bağlamında Kişisel Verilerin Korunması Hakkı


Anayasa’nın 20. maddesi kişisel verilerin korunması hakkını güvence altına almaktadır. Bu hak, bireylerin özel hayatının gizliliği ve bilgiye hakimiyetleri ile doğrudan bağlıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarında da özel hayata saygı hakkı kapsamında değerlendirilen kişisel verilerin korunması, devletlere pozitif yükümlülükler yüklemektedir.


İncelenen kararda, işveren tarafından çalışanın kurumsal e-posta yazışmalılarının denetlenmesi şu sorular çerçevesinde değerlendirilmiştir:


  • Denetimin meşru bir amaca dayanıp dayanmadığı

  • Yapılan müdahalenin ölçülü olup olmadığı

  • Veri sahibinin bilgilendirilip bilgilendirilmediği


Mahkeme, bu sorulara verilen yanıtların tatmin edici olmadığı sonuçlarına ulaşmış ve işverenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirtmiştir.



Haberleşme Hürriyeti


Anayasa’nın 22. maddesi haberleşme hürriyetini koruma altına almaktadır. Bu hürriyet, bireylerin özgürce haberleşme hakkını ve bu sürecin gizliliğini kapsar. Ancak bu hak, bazı durumlarda kamu düzeni ve özel menfaatler gerekçesiyle sınırlandırılabilir.


Kararın değerlendirdiği somut olayda, işverenin haberleşme içeriklerini incelemesinin hukuki temelleri ve demokratik bir toplumda gerekliliği incelenmiştir. İşverenin, denetim ve kontrol faaliyetlerinde ölçülülük ilkesi doğrultusunda hareket etmediği ve çalışanın haberleşme hürriyetini orantısız bir şekilde ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.



Pozitif Yükümlülükler ve Devletin Rolü


Pozitif yükümlülükler, devletin bireyleri üçüncü kişilerin müdahalelerine karşı koruma yükümünü içermektedir. Bu kapsamda, yargı organlarının bireylerin temel haklarını ihlal eden müdahaleleri etkin bir şekilde incelemesi gerekmektedir.


Mahkeme, olayın koşullarına uygun olarak şu noktaların özellikle ele alınması gerektiğini belirtmiştir:


  • Veri işleme faaliyetinin şeffaf bir şekilde yapılıp yapılmadığı

  • Daha hafif müdahale yollarının değerlendirilip değerlendirilmediği

  • Haklar arasındaki dengenin korunup korunmadığı


Bu ilkeler doğrultusunda devlet, yargı organları aracılığıyla çatışan menfaatleri adil bir şekilde düzenlemelidir.





Kişisel Verilerin Korunması ve Çalışan Hakları


Çalışanların kişisel verileri, işverenlerin sıklıkla işledikleri bir veri kategorisini oluşturmaktadır. Ancak bu işlemlerin hukuka uygunluğu, şeffaflık ve meşru amaca dayalı olma ilkelerine bağlıdır.


Kararda, işverenin çalışanı bilgilendirme yükümünü yerine getirmediği ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin mevzuata aykırı hareket ettiği belirtilmiştir. Çalışan haklarının korunması açısından bu tespitler önem arz etmektedir.



Haberleşme Gizliliğinin Korunması


Haberleşme gizliliği, kişisel verilerin korunması hakkıyla yakından ilişkilidir. Anayasa Mahkemesi, bu ilkenin ihlal edilmesi durumunda bireylerin temel haklarının zarar göreceğini ve bu tür ihlallerin hukuki gr ihlallerin hukuki g\u00fvence altında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.


Somut olayda, işverenin e-posta denetimleri sırasında çalışanlarını yeterince bilgilendirmediği ve bu nedenle gizlilik hakkının ihlal edildiği belirlenmiştir. Bu tespit, haberleşme gizliliğinin korunmasında işverenlerin sorumluluğuna dikkat çekmektedir.



Hukuka Aykırı Müdahalelerin Sonuçları


Anayasa Mahkemesi’nin bu karara dair değerlendirmeleri, hukuka aykırı müdahalelerin birey hakları üzerindeki etkilerini açığa çıkarmıştır. Pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda bireylerin temel haklarının ihlal edilmesi kaçınılmaz hale gelmektedir.


Bu karar, işverenler ve çalışanlar açısından önemli dersler barındırmakta ve kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile haberleşme hürriyetine ilişkin hukuki koruma mekanizmalarını güçlendirme ihtiyacını gözler önüne sermektedir.





Kendinizi bu denli bir duruma yakın hissediyorsanız, zaman kaybetmeden bize ulaşın.









Anayasa Mahkemesi’nin kararı, kişisel verilerin korunması ve haberleşme hürriyeti gibi temel hakların ihlaline yönelik müdahalelerde özenli ve ölçülü davranılması gerektiğini bir kez daha vurgulamaktadır. Özellikle işverenlerin, çalışanların iletişim içeriklerini inceleme süreçlerinde hukuka uygun hareket etmeleri, kişisel verilerin korunmasını sağlamak için gerekli bilgilendirme ve şeffaflık koşullarını yerine getirmeleri gerekmektedir. Bu karar, iş hukuku ve kişisel verilerin korunması alanında önemli bir rehber niteliğinde olup, pozitif yükümlülüklerin kapsamını açıklıkla ortaya koymaktadır.

Avukat Berker HASGÜL, Ocak - 2025


Comments


Tüm hakları saklıdır. 2024 Hasgül Hukuk Bürosu

bottom of page