Özel Görüntülerim ile Tehdit Ediliyorum! Ne Yapmalıyım?
- Berker HASGÜL
- 27 Şub
- 7 dakikada okunur

Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu kapsamında cezai yaptırıma bağlanmış olup, bireylerin güvenliğini ve huzurunu koruma amacı taşır. Özellikle özel görüntülerin kötüye kullanılması yoluyla yapılan tehditler, mağdurlar üzerinde ağır psikolojik etkiler bırakabilir. Bu tür durumlar, yalnızca bireysel hak ihlali değil, aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem olarak değerlendirilir.
Özel görüntülerle tehdit, günümüzde dijital mecraların yaygınlaşmasıyla daha sık karşılaşılan bir suç türü haline gelmiştir. Mağdurlar, çoğu zaman korku, utanç ve baskı nedeniyle hukuki yollara başvurmakta tereddüt edebilirler. Ancak, hukuki sistem bireyleri koruyacak çeşitli mekanizmalara sahiptir ve tehdit suçu karşısında etkili yollar mevcuttur.
Bu makalede, özel görüntülerle tehdit durumunda karşılaşan kişilerin haklarını nasıl koruyabileceği, hukuki süreçlerin nasıl işlediği ve tehdit suçunun Türk Ceza Kanunu çerçevesinde nasıl değerlendirildiği detaylı olarak ele alınacaktır.
Bu başlık altında okuyacağınız başlıklara göz atın.
Giriş
Tehdit Suçu Nedir? Hukuki Çerçevesi
Özel Görüntülerle Tehdit: Suçun Unsurları
TCK Kapsamında Tehdit Suçunun Cezai Yaptırımları
CMK Kapsamında Mağdurun Hakları ve Koruma Mekanizmaları
Tehdit Suçu Karşısında Yapılması Gerekenler
Delil Toplama ve Hukuka Uygunluk Kriterleri
Savcılığa Şikayet ve Hukuki Süreç
Sonuç
Tehdit Suçu Nedir? Hukuki Çerçevesi
Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenmiş olup, bir kişiye haksız bir zarara uğrayacağı yönünde korku vermeye yönelik beyan veya eylemlerle işlenen bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için failin mağduru, hayatına, vücut dokunulmazlığına veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir zarar vereceği konusunda tehdit etmesi yeterlidir. Tehdidin gerçekleşmesi için fiziksel bir saldırı veya zararın meydana gelmesi gerekmez, mağdurun kendisini ciddi bir tehlike içinde hissetmesi yeterlidir.
TCK 106 kapsamında tehdit suçu, basit ve nitelikli haller olmak üzere iki şekilde düzenlenmiştir. Basit tehdit suçu, genel olarak bir kişiye zarar verme niyetiyle yapılan sözlü veya yazılı beyanlarla oluşur. Nitelikli tehdit suçu ise silah kullanılması, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi veya özel görüntülerin yayılacağı tehdidi ile mağdurun baskı altına alınması gibi daha ağır durumları kapsar.
Özel görüntülerle tehdit ise özellikle bilişim sistemlerinin ve dijital ortamların yaygınlaşmasıyla birlikte artış göstermiştir. Kişinin rızası dahilinde veya gizlice elde edilen özel görüntülerinin paylaşılacağı tehdidi, mağdur üzerinde ağır psikolojik baskı oluşturur. Hukuk sistemi, bu tür tehditleri ağır yaptırımlarla cezalandırarak mağdurları korumayı amaçlamaktadır.
Özel Görüntülerle Tehdit ve Suçun Unsurları
Özel görüntülerle tehdit, bir kişinin rızasıyla veya rızası olmadan elde edilen mahrem görüntülerinin yayılacağı tehdidiyle baskı altına alınmasını ifade eder. Bu tür eylemler, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi kapsamında tehdit suçu olarak değerlendirilirken, aynı zamanda 134. maddede düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile de bağlantılı olabilir. Suçun oluşabilmesi için tehdidin ciddi ve mağdurun iradesini etkileyecek nitelikte olması gerekir.
Tehdit suçunun unsurlarını belirlemek için failin mağdura yönelik fiili incelenmelidir. Yargıtay içtihatlarında, tehdidin ciddiyetinin belirlenmesinde mağdurun içinde bulunduğu durum, failin söylemlerinin mağdur üzerindeki etkisi ve tehdidin gerçekleşme ihtimali dikkate alınmaktadır. Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2019/2456 E. ve 2020/4821 K. sayılı kararında, sanığın mağdura ait özel görüntüleri yayacağını belirterek ondan para talep ettiği olayda, eylemin yalnızca tehdit değil aynı zamanda şantaj suçu kapsamında da değerlendirilmesi gerektiğine hükmedilmiştir. Bu tür tehditler, failin mağdur üzerindeki baskısını artırarak ağır sonuçlar doğurabilir.
Özel görüntülerle tehdit suçu, sadece doğrudan mağdura yönelik yapılan sözlü veya yazılı beyanlarla değil, dolaylı yollarla da işlenebilir. Örneğin, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2021/5873 E. ve 2022/9234 K. sayılı kararında, sanığın mağdura özel görüntülerini ailesine göndereceği yönünde bir mesaj iletmesi, mağdurun iradesini ciddi şekilde baskı altına aldığı gerekçesiyle tehdit suçu kapsamında değerlendirilmiştir. Bu tür suçlar, mağdurun şikayeti üzerine soruşturma ve kovuşturma konusu edilerek cezai yaptırımlarla karşılık bulmaktadır.
TCK Kapsamında Tehdit Suçunun Cezai Yaptırımları
Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenmiş olup, fiilin niteliğine göre değişen cezai yaptırımlara tabidir. Kanun, tehdidin basit ve nitelikli halleri arasında ayrım yaparak farklı cezalar öngörmektedir.
TCK 106/1 uyarınca, bir başkasını haksız bir zarara uğratacağı yönünde tehdit eden kişi, altı aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak, tehdit suçunun kişinin hayatına, vücut dokunulmazlığına veya cinsel dokunulmazlığına yönelik olması halinde ceza, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir. Bu düzenleme, tehdidin ciddiyetine göre daha ağır bir yaptırım öngörmektedir.
Özel görüntülerin yayılacağı tehdidiyle işlenen suçlar, nitelikli tehdit kapsamında değerlendirilebilir. TCK 106/2'de belirtildiği üzere, tehdit suçu silahla, birden fazla kişi ile, suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde veya özel görüntülerin yayılması tehdidi ile işlendiğinde ceza en az iki yıl hapis cezası olarak uygulanır. Bu tür durumlar, suçun mağdur üzerindeki etkisini artırdığı için daha ağır yaptırımlarla karşılanmaktadır.
Tehdit suçu, şantaj (TCK 107) ve özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK 134) suçları ile birlikte işlenmişse, fail ayrıca bu suçlardan da cezalandırılır. Özel görüntülerin izinsiz elde edilmesi, paylaşılması veya yayılacağı tehdidi, failin birden fazla suç işlemesine neden olabileceğinden, cezai yaptırımlar katlanarak artabilir. Yargıtay içtihatları, özel görüntülerle tehdidin yalnızca TCK 106 kapsamında değil, aynı zamanda diğer ilgili hükümler çerçevesinde de değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
CMK Kapsamında Mağdurun Hakları ve Koruma Mekanizmaları
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), suç mağdurlarının korunması ve adalete erişiminin sağlanması amacıyla çeşitli mekanizmalar öngörmektedir. Özel görüntülerle tehdit suçuna maruz kalan kişiler, hukuki süreçte belirli haklara sahiptir ve bu haklar çerçevesinde koruma talep edebilirler.
CMK 233. madde uyarınca, tehdit suçu mağdurları kamu davasına katılma hakkına sahiptir. Bu hak, mağdurun ceza yargılamasında aktif rol almasını ve failin cezalandırılması sürecine katkı sağlamasını mümkün kılar. Ayrıca, CMK 234. maddesi kapsamında mağdur, avukat talep etme, delil sunma, ifadeye katılma ve itiraz haklarını kullanma imkanına sahiptir. Özel görüntülerle tehdit gibi hassas konularda, mağdurun hukuki yardım alması sürecin daha sağlıklı yürütülmesini sağlayacaktır.
Tehdit suçu mağdurlarının korunması amacıyla CMK 135 ve devamı maddeleri kapsamında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması gibi tedbirler uygulanabilir. Ayrıca, 6284 sayılı Kanun gereğince mağdurlar için uzaklaştırma kararı, kimlik ve adres gizliliği tedbirleri alınabilir. Savcılık ve mahkemeler, mağdurun güvenliğini sağlamak amacıyla gecikmeksizin koruma tedbirleri uygulamakla yükümlüdür. Bu nedenle, tehdit suçu ile karşılaşan kişilerin vakit kaybetmeden yasal mercilere başvurması büyük önem taşımaktadır.
Tehdit Suçu Karşısında Yapılması Gerekenler
Özel görüntülerle tehdit edilen kişilerin, bu duruma karşı bilinçli ve kararlı bir şekilde hareket etmeleri gerekmektedir. Hukuki sürecin doğru yönetilmesi, hem mağdurun haklarının korunmasını sağlar hem de failin cezalandırılmasına yardımcı olur.
Öncelikle, tehdit mesajları, görüntüler veya ses kayıtları gibi delillerin saklanması ve hukuka uygun şekilde muhafaza edilmesi gerekir. CMK 217. maddesi uyarınca, mahkemede ancak hukuka uygun elde edilen deliller dikkate alınabilir. Bu nedenle, tehdit mesajlarının ekran görüntüleri alınmalı, e-postalar veya yazılı iletişimler silinmemeli ve mümkünse bir noter veya avukat aracılığıyla kayıt altına alınmalıdır.
İkinci olarak, tehdit içeren fiillerin derhal Cumhuriyet savcılığına veya kolluk kuvvetlerine bildirilmesi gerekmektedir. CMK 158. maddeye göre, herkes suç duyurusunda bulunabilir. Mağdurun, yaşadığı olayın detaylarını açık bir şekilde anlattığı bir dilekçe ile şikayetçi olması, hukuki sürecin başlaması için yeterlidir.
Son olarak, mağdurların psikolojik baskı ve korku nedeniyle geri adım atmaması önemlidir. Failin cezai yaptırımla karşılaşması için sürecin sonuna kadar takip edilmesi gerekir. Hukuki süreç devam ederken, mağdurun güvende olması için koruma kararı, gizlilik kararı veya tedbir talepleri yetkili mercilere iletilmelidir. Kanun, mağdurların korunmasını öncelikli bir hak olarak tanımakta ve tehdit suçuna karşı caydırıcı mekanizmalar oluşturmaktadır.
Tehdit Suçu Karşısında Yapılması Gerekenler
Özel görüntülerle tehdit edilen kişilerin, yaşadıkları durumu ciddiyetle ele alarak hızlı ve hukuka uygun adımlar atmaları gerekmektedir. Hukuki sürecin etkili bir şekilde yürütülmesi, hem mağdurun güvenliğini sağlamak hem de failin cezalandırılmasını sağlamak açısından önemlidir.
Öncelikle, tehdidin kanıtlanabilmesi için delil toplanması ve saklanması büyük önem taşır. Tehdit içeren yazılı mesajlar, ses kayıtları, e-postalar veya görseller delil niteliği taşıdığından, mağdur bunları silmeden muhafaza etmelidir. Hukuka uygun delil elde edilmesi konusunda CMK 217. maddesi esas alınmalı, yasadışı yollarla elde edilen kayıtların mahkemede geçerli olmayabileceği unutulmamalıdır.
İkinci olarak, mağdurun savcılığa suç duyurusunda bulunması gerekmektedir. CMK 158. maddesi kapsamında herkes suç ihbarında bulunabilir. Mağdur, tehdit eden kişinin kimliği veya iletişim bilgilerini biliyorsa bunları şikayet dilekçesinde belirtmeli, tehdit içeren içerikleri delil olarak sunmalıdır. Savcılık, gerekli gördüğü durumlarda soruşturma kapsamında fail hakkında tedbir kararı alabilir ve mağdurun korunmasını sağlayacak önlemleri hayata geçirebilir.
Son olarak, tehdit suçu yalnızca cezai bir süreçle sınırlı olmayıp, mağdurun kişisel güvenliği açısından da değerlendirilmelidir. 6284 sayılı Kanun çerçevesinde, mağdurun korunmasına yönelik uzaklaştırma kararı, kimlik ve adres gizliliği tedbirleri talep edilebilir. Kolluk kuvvetleri ve savcılık, tehdit altında bulunan kişilerin güvenliğini sağlamak için hızlı bir şekilde harekete geçmelidir.
Delil Toplama ve Hukuka Uygunluk Kriterleri
Tehdit suçu ile ilgili yargılamalarda delillerin hukuka uygun şekilde toplanması, suçun ispatı açısından büyük önem taşır. CMK ve TCK hükümleri, mahkemelerde yalnızca hukuka uygun olarak elde edilen delillerin dikkate alınacağını belirtmektedir. Bu nedenle, özel görüntülerle tehdit edilen kişilerin delil toplarken yasal çerçevede hareket etmesi gerekir.
Öncelikle, mağdur kendisine yöneltilen tehdidi kanıtlayabilecek yazılı veya dijital delilleri saklamalıdır. WhatsApp, e-posta, sosyal medya mesajları gibi yazışmaların ekran görüntüleri alınarak arşivlenmeli, mümkünse noter veya avukat aracılığıyla tespit edilmelidir. CMK 134. maddesi gereği, suç şüphesi varsa dijital materyaller bilirkişi incelemesine tabi tutulabilir.
Ses kayıtları ve görüntü kayıtları konusunda hukuka uygunluk kritik bir konudur. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, bir konuşmanın veya tehdidin taraflardan biri tarafından kaydedilmesi, eğer kayıt mağdurun kendisini koruma amacı taşıyorsa hukuka uygun sayılabilir. Ancak, üçüncü kişiler tarafından gizlice yapılan kayıtlar hukuka aykırı delil olarak değerlendirilerek mahkemede geçersiz sayılabilir.
Delillerin hukuka uygun bir şekilde sunulması sürecin sağlıklı yürütülmesini sağlar. Mağdur, savcılığa veya mahkemeye başvururken elindeki delilleri eksiksiz şekilde sunmalı, gerektiğinde bilirkişi raporu talep etmelidir. Hukuka uygun delillerle desteklenen bir şikayet, yargılama sürecinde mağdurun haklarını koruma açısından güçlü bir dayanak oluşturacaktır.
Sonuç
Özel görüntülerle tehdit, bireyin temel hak ve özgürlüklerine yönelik ciddi bir saldırıdır ve Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak kabul edilmektedir. Bu tür tehditler, yalnızca mağdurların özel hayatını ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda psikolojik baskı yaratarak bireylerin yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Hukuk sistemi, tehdit suçu ile mücadelede caydırıcı cezalar öngörmekte ve mağdurları korumaya yönelik çeşitli tedbirler sunmaktadır.
Tehdit suçuna maruz kalan bireylerin, hukuki haklarını bilmesi ve vakit kaybetmeden yetkili makamlara başvurması büyük önem taşımaktadır. Savcılığa yapılacak suç duyurusu, delillerin doğru şekilde saklanması ve hukuki sürecin takibi, mağdurun adaletin sağlanması yönündeki en güçlü adımlarıdır. CMK ve TCK hükümleri, tehdit mağdurlarını koruyacak çeşitli mekanizmalar sunmakta, failin cezalandırılmasını ve mağdurun güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır.
Sonuç olarak, özel görüntülerle tehdit suçu karşısında bireylerin bilinçli ve kararlı hareket etmeleri gerekmektedir. Hukuk, mağdurun yanında olup, tehdide karşı güçlü bir koruma sağlamaktadır. Mağdurların, korku veya baskı nedeniyle geri adım atmaması, sürecin hukuki çerçevede yürütülmesi ve haklarını sonuna kadar savunmaları, bu tür suçlarla etkin şekilde mücadele edilmesini sağlayacaktır.
Kendinizi bu denli bir duruma yakın hissediyorsanız, zaman kaybetmeden bize ulaşın.
Unutmayın, özel görüntüleriniz yalnızca sizin hakkınızdır. Bir başkası tarafından tehditle kullanılmaya çalışıldığında, sessiz kalmak suçlunun kazanması demektir. Hukuki haklarınızı bilmek, sizi koruyan en güçlü kalkanınızdır. Adaleti sağlamak, yalnızca başvurmakla değil, doğru adımlar atmakla mümkündür. Korkmayın, sesinizi duyurun, haklarınızı savunun.
Avukat Berker HASGÜL, Şubat - 2025
Comments